Bambaşka bir bakış açısıyla alfa kadının ne olduğunu mercek altına aldık ve ?´Alfa kadın olmaya gerek var mı?´´ sorusunu sizler için yanıtlamaya çalıştık.
Her şeyden önce, alfa kadının iş yaşamının içerisinde yer alması gerekiyor. Bu iş yaşamının ise zorlu ve çetin bir iş olması bu noktada önemli yer arz ediyor. Ancak zorlu iş yaşamı yeterli değil. Aynı zamanda alfa kadının ev işlerinde de başarılı olması, çocuğunu iyi şekilde yetiştirebilmesi ve bunların yanında sağlıklı bir sosyal hayata sahip olması gerekiyor. Belki de birçoğumuz bunları zaten beceriyoruz. Ancak ne yazık ki bunlarla da bitmiyor. Alfa kadın olmak için belli başlı giyim kuralları bulunuyor. Bu giyim kurallarının ilk sırada olanı ise yüksek topuklu ayakkabılar. Çünkü düz, topuksuz ayakkabılar giymek sıradan bir kadın olmaya işaret ediyor. Sıradan biri olmak demek ise aynı zamanda hayatımda başarılı değilim demek oluyor. Alfa kadın olmak için gerekli giyim kurallarından ikincisi ise oldukça pahalı ve kesinlikle marka olan çantalar kullanmak. Peki bu çantalar oldukça pahalıyken, nasıl
olacak bu iş?
Giyim kuralları burada bitmiyor. Üçüncü alfa kadın giyim kuralı ise elinde aynı şekilde pahalı ve marka bir telefon, kulakta ise bluetooth kulaklık takılı gezmek! Aynı zamanda bu kombini çekici, zarif olan vücudunuzda marka kıyafetler ve marka gözlüklerle desteklemeniz gerekiyormuş!
Buraya kadar bahsedilen kısımlar zaten çoğumuz için bir hayal. Hadi para ile ilgili olan kısımları hallettik, çekici ve zarif vücuda nasıl erişeceğiz?
Peki şimdi gelelim asıl soruna, alfa kadınının bir beta erkeği ile beraber olması gerekmiş. Peki ne demektir beta erkeği? Bütün gün evde ?´yatarak´´ çalışan, siz işte kendinizi yırtarken kendisi spordan terlemiş şekilde çıkan, yüzü ise ?´baby face´´ şeklinde tabir ettiğimiz bebeksi şekilde olan erkeklere beta erkeği deniyor. Yani, diğer bütün alfa kadın olma aşamalarından geçtiniz diyelim, bir de böyle bir beta erkeği bulmanız gerekiyor. Bunların hepsi tamam olduğunda, siz artık bir alfa kadın olacaksınız. Aslında belki hepimiz birer alfa kadınızdır?
Örneğin muhtemelen hepimiz zorlu ve çetin işlerde çalışıyoruz. Muhtemelen bu tasvirlere uyan hatta boşanmak üzere olduğumuz ya da boşanmayı istediğimiz bir eşimiz var. Bakımından sorumlu olduğumuz çocuğumuz ya da çocuklarımız var. Konu temizlik, ev düzeni olduğunda o işlerde zaten bizden iyisi yok. Sosyal hayat desek zaten etrafımızda komşularımız, iş arkadaşlarımız, hiç olmadı akrabalarımız var, yani aslında hepimiz oldukça sosyal kadınlarız.
O zaman şimdi biraz daha aksesuar konusundan bahsedelim. Genellikle birçoğumuz işe düz topuk ayakkabılarla gidiyor olsak da kenarda en azından bir düğün için almış olduğumuz topuklu ayakkabılar duruyor. Cep telefonu zaten günümüzde pek lüks sayılmaz hatta bazılarımızın iş gereği birden fazla telefonu var. Bluetooth kulaklığa gelecek olursak, aslında onu takmasak da olur! Kim karşıdan karşıya geçerken korna sesini duymama riskini göze almak ister ki?
Çanta konusuna dönecek olursak, çakma bile olsa pazardan aldığımız çantalar zaten marka. Taklit olduğunu kim nerden anlasın? Gözlüklerimiz de aynı şekilde. Yıllardır medyanın üzerimizde kurduğu 0 beden baskısından dolayı, mutfak masrafından kısıp estetiğe yatıra yatıra hepimiz birbirimize benzer hale gelmeye başladık. Bu sorunların hepsini hallettik sayılır. Yani bu noktaya kadar hepimiz alfa kadınız. Ama şu beta erkeğini nasıl bulacağız?
Bulduk! Aslında bir köye gidip orda kahvede iskambil oynayan erkeklerin arasına girmek işe yarabilir. Beğendiğimiz birini alalım. Üstündekileri biraz değiştirirsek, yani altına bir kot verip, üstüne body, belki eline de bir tavla verdik mi bu iş tamam! Haydi kadınlar, hepimiz kalkıp gara gidiyoruz ve beta erkeğimizi arayıp buluyoruz!
Ya da bir saniye, hepimiz alfa kadınıyız, yakışıyor mu bize otobüse binmek, haydi kalkın havalimanına gidiyoruz!