Yapılan araştırmalar sonucunda doğum yapan veya 4 yaşın altında çocuğu olan kadınlar cinsel hayattan daha çabuk soğudukları ortaya çıkmıştır. Bu durumun oluşmasına sebep ise artık anne olan kadının kendine birincil olarak gördüğü görevinin çocuğunun bakımı olması ve o bakım rolünün dışında olanları çok fazla önemsemeyişidir. Ayrıca buna sebep olarak da çocuk sonrası oluşan yorgunluğunda olduğunu söylemek mümkündür.
Kadınlar, erkeklere göre daha stresli bir hayat yaşarlar. Çünkü daha duygusal bir yapıları olduğundan etkilendikleri şeyler daha fazladır. Bu streste bir kadının cinselliğini etkileyecek unsurlar arasında yer alır. Çocuk olduktan sonra bu streste kadın için artacak ve bu da cinsellikten biraz uzak kalmasını sağlayabilecektir. Ancak ne çocuk olması ne de başka bir şey bir kadının cinsellikten uzak olması anlamına kesinlikle gelmez.
Bu durumu biraz daha açacak olursak, kadınlar anne olduktan sonra yaşadıkları duygularda zirveye çıkarlar ve o zirveye çıkan duygularını tamamen tüm şefkatleri ile bebeğine yönelerek gösterirler. Bu da birinci sıraya geçilmesini sağlar ve cinselliğin itilmesine neden olur. Bunun yanında kadının çocuğa ilk zamanlarında ki gösterdiği yoğunluk sayesinde yorgun olması cinsel isteği olumsuz etkiliyor ve doğal olarak erkeklere göre cinsel isteği doğal olarak azalıyor. Bu durumların yanında bazı zamanlarda erkeklerin ihtiyaçlarına göre kadını cinsel isteğe zorlaması durumu daha da karmaşık hale getiriyor ve gelecekte de sorunların ortaya çıkmasına neden oluyor.
Kadınlar cinsel hayatını etkileyen birçok unsur bulunmakta ancak bu yaşa göre de değişiklik göstermekte. Ancak annelik cinsel hayatı ne kadar etkilese de bunun üstesinden erkek sayesinde kolay bir şekilde gelebilmekte ve tekrar eski cinsel isteğine kavuşabilmekte. Bu süreci erkeğin çok iyi anlaması ve buna göre hareket etmesi mutlaka gereken konular arasında yer alıyor. Eğer bu durumu anlamaz ve zaten yoğun, stresli bir dönem geçiren kadının daha da üzerine giderse o zaman kadının erkeğe karşı duyduğu cinsel istek daha da azalabilmiş olabiliyor.
Sevgi artmalı!
Bu durum kalıcı sebeplere yol açabilse de herkeste farklı olabilmekte. Bu yüzden bu sürecin iyi geçirilmesi ve doğru şekilde iletişim ile atlatılması gerekiyor. Çünkü kadın ve erkek arasında cinsellikte bir şekilde dengenin sağlanması mümkün olmaktadır. Bu durum için uzmanların önerdiği konulardan birisi ise bu süreçte sevginin ve ilginin daha artırılarak devam etmesi. Bu sevginin artması ile birlikte çift arasında o denge sağlanmakta ve daha sonra cinsel yönelimle zamanla oluşmaktadır. Erkekler tarafından unutulmamalıdır ki kadının da erkek gibi cinsel ihtiyacı vardır ve bu ihtiyacı belli dönemlerde azalsa da hiçbir zaman bitmez. Bu yüzden kadının bu ihtiyacının azaldığı dönemlerde erkek bu ihtiyacın üzerine daha olumlu bir şekilde gitmeli ve bu ihtiyacı hızlı getirmek için iletişim bağlarının gücüne inanmalıdır.
