Yeni yapılmış birtakım araştırmalara göre, yüksek sıcaklık, toksin ve enfekteler, tarımla uğraşan işçiler arasında gittikçe yaygınlaşan kronik böbrek hastalığının sebepleri olabilir.
Kronik böbrek hastalığı (Chronic kidney disease – CKD), böbreklerin yavaş ilerlemesiyle, düşük hızdan dolayı fonksiyon kaybına uğramasıdır. Böbrekler, kandaki zararlı sıvıları ve istenmeyen maddeleri süzerek vücut sağlığını ve dengesini korurlar. Böbreklerişlev kaybına uğradığında, bu atık maddeler vücutta birikerek hastalığa sebep olur.
CKD hastalığından muzdarip olan insanlarda, yüksek tansiyon, anemi, güçsüz kemikler, güçsüz eklemler ve sinir zedelenmesi ortaya çıkar. Ayrıca, böbrek yetmezliği kardiyovasküler hastalığa kapılma riskini artırır. Bu komplikasyonlar uzun bir zaman süresince, yavaş yavaş meydana gelir.
CKD’nin sebeplerinden sayılan şeker hastalığı ve yüksek tansiyon, CKD vakalarının üçte ikisinden sorum tutulur. Erken tanı ve erken tedavi bir çok komplikasyonun önüne geçebilir. Yüksek tansiyon CKD’ye neden olabilir, buna karşılık CKD de yüksek tansiyona yol açabilir yani birbirini tetikleyerek ilerlerler.
Ulusal Böbrek Vakfı’na göre, ABD’de 30 milyon yetişkin CKD hastalığıyla savaşmaktadır ve milyonlarca insan da risk altındadır. Bu hastalığa yakalanan bütün insanların önde gelen ölüm sebepleri kalp hastalıklarıdır.
Colorado Anschutz Üniversitesindeki (CU Anschutz) Tıp Yerleşkesi’nde bulunan araştırmacılar, çözümleri bir araya getirmek ve incelenen araştırmalardaki potansiyel sapmaları tespit etmek için, bulunan bütün çalışmaları incelediler. İncelemelerin sonuçları New England Journal of Medicine dergisinde yayımlandı.
Araştırma ekiplerinin bulduklarına göre şeker kamışı, pamuk ve mısır türü ürünleriyle uğraşan tarım işçileri, ayrıca karides üreticileri ve madenişçilerinin, yüksek irtifada bulunan işçilere kıyasla, hastalığa kapılma riski daha yüksek.
Araştırmacılar, iklim değişikliğinin sebep olduğu yüksek sıcaklıklar ve glifosat gibi pestisitlerin, bu tür kronik hastalık “salgını”nda rol oynayacağını düşünüyor.
Glifosata bulunan Sri Lanka yerlisi çiftçiler, CKD konusu üzerinde yüksek riziko taşıdıkları belirlenmiştir. Araştırmacılar başkaca, Sri Lanka ve Orta Amerika’daki böbrek hastalanmasının yaygın sebeplerini, yani kurşun ve kadmiyum benzeri ağır metalleri de araştırmışlar.
Araştırma ekiplerinin lideri, hem sağlık çalışanı, hem de Sağlık, İş & Çevre Merkezi’nin yöneticisi olan, ayrıca Colorado Halk Sağlığı Fakültesi’nin Çevresel & Mesleki Sağlık departmanında profesör olarak görevini yerine getiren Dr. Lee Newman’dı.
Colorado Üniversitesi Tıp Fakültesi mensubu ve söz konusu çalışmanın yazarlarından Dctr. Richard Jhonson, “Bazı faktörlerin su şebekesini kirletmesi olasıdır. Gerçekten de, Sri Lanka’daki salgın, sığ kuyuların bulunduğu bölgelerde oranladaha fazla miktarda olduğunu gösteren çalışmalar bulunuyor. Bu sığ kuyularda toksinler yoğunlaşabilmektedir,” diye söylüyor.
Şeker kamışı işçilerinde yaygın olan diğer sebepleri arasında, hanta virüsü denilen bir virüs türü ve leptospiroz gibi böbrekleri etkileyen bulaşıcı hastalıklar ve genetik sorunları var. Ve Dr. Newman, yüksek sıcaklara maruz kalma, ağır emekçilik ve süregelen determinasyonun da sebep oluşturduklarını ekliyor.
“Fikrimce iklim değişikliği bu salgının ortaya çıkmasında büyük rol üstleniyor,” diyor Dctr. Johnson ve CU Anschutz üniversitesi, işçilerin sağlığını ve iklim değişikliği bu hastalığı nasıl etkilediği hâli hazırda araştırdığını vurguluyor.
Dr. Johnson ayriyeten hastalığın kurak bölgedeki işçiler arasında rastlanma sıklığı üzerinde dururken, “Evreni besleyen insanlar, bu insanlar. Eğer iklim değişikliği bu düzeyde devam ederse, bizi kim besleyecek?” diye ekliyor.
Yeni çalışmanın sonuçlarında , bu CKD salgınının sebebinin, iklim değişikliği, toksinler ve enfeksiyonların bir kombinasyonu olabileceği ileri sürülüyor.
Dr. Newman okunuşu Dr. Johnson, farklı kurumların bu salgın hastalığı önlemek için harekete geçmeleri gerektiğini, bunu da çalışanların gerekli seviyede mola verdikleri, bol su tükettikleri ve güneşin altında fazla kalmadan vakit geçirdikleri şartlarını sağlayarak yapabileceklerini öne sürüyor. Dr. Johnson ve meslektaşları aşağıda bulunan sonuca varıyorlar:
“Klinik tedavi doktorları, aynı iş veren için çalışan ya da benzeri işlerde çalışan bir takım [CKD] hastası bulduklarında, iş yeri şartlarının incelenmesini teşvik etmek için, iş sağlığı ve güvenliği uzmanları yanında halk sağlığı uzmanlarıyla irtibat kurmaları gerekir.”