BM milletlerarası çalışma örgütü ILO’nun geçtiğimiz günlerde verdiği malumatlara göre, stres, aşırı uzun mesai saatleri ve hastalık, yılda ortalama 2,8 milyon çalışanın ölümüne sebep olmaktadır. Bunlara ilave olarak ortalama 374 milyon insan da yaptıkları işler sebebi ile yaralanmakta ve ya hasta olmaktadır.
Örgüt, yeni ifadesinde, hiçbir karşılıklı işin insan sıhhatini, hayatını ya da güvenliğini göz ardı etmemesi gerektiğinin altını çizerek; kadınları erkeklerden daha çok etkileyen, yeni ya da mevcut, çeşitli endişe verici mesleki riskleri tanımlıyor.
Bu riskler arasında bütün topluluğu kapsayan modern çalışma uygulamaları, dünyada kişi sayısı artması, fazlalaşan dijital bağlanabilirlik (digital connectivity) ve iklim değişikliği var ve bunların küresel ekonominin ortalama %4 oranında zarara uğramasından mesul oldukları düşünülmektedir.
Ms. Azzi, “çalışanlarda her zaman daha fazla üretmeleri talep ediliyor, soluklanacak zamanları kalmıyor” diyerek altını çizdikten sonra bilhassa kadınların risk altında olduklarına değinmeyi es geçmiyor. Söylediğine göre bunun nedeni, çocuk ya da ebeveynlerin temel bakımını kadınların üstlenmesi ve egzersiz yapmak için zamanlarının kalmaması.
“Sadece ofisteyken değil, evdeyken de çalışıyorlar,” diyor Ms. Azzi ve ekliyor, “yani bu oturarak yapılan bir sürü iş demek ve bu kardiyovasküler hastalıklara da etki ediyor.”
Örgüte göre işle bağlantılı ölümlerin en yüksek oranını (yüzde 86) hastalıklar oluşturmakta; günde ortalama 6.500 insan meslek hastalıklarından ölürken, ölümcül iş kazalarından ölen insanların sayısı 1.000.
En büyük ölüm sebeplerinin içinde kan dolaşım yolu hastalıkları (yüzde 31), işle ilişkili kanserler (yüzde 26) ve solunum yolu hastalıkları (yüzde 17) yer alıyor.
Ms. Azzi, “Ekonomik giderlerin yanı sıra, bu tür hastalık ve kazaların sebebiyet verdiği sonsuz acıyı da göz önüne tutmalıyız,” diyor. “Bu tür olaylar genellikle engellenebilir olduğundan, durum daha da trajik bir hal alıyor.”
Ms. Azzi, “Örgüt Küresel Simsariye'nin “İşin Geleceği” isimli makalesinin önerisine, yani iş sağlığı ve güvenliğinin iş mahalinde ana bir ilke ve hak olarak tanınması önerisine ciddi önem verilmelidir”, diyerek sözlerini tamamlıyor.
ILO 1919 senesinden itibaren, iş sağlığı ve güvenliğini destekleyen 40’tan fazla uluslararası çalışma standardı benimsemiştir. Bunlar, iyonlaştırıcı radyasyon, kanser ve asbeste sebebiyet veren kimyasallar gibi spesifik riskler ve tarım, inşaat ve madencilik dahil olmak üzere risk taşıyan spesifik faaliyetlerle ilgilidir.