Her anne babanın ikinci çocuk dünyaya geldikten sonra karşılaştığı bir durum. Günümüzde kadınların da erkekler kadar çalışma hayatında faal olması ve anne babaların çocuklarını bebeklik döneminde güven ile birilerine teslim edememesi gibi nedenlerle artık her ailede bir ya da iki çocuk var. Hal böyle olunca anne babalar çocuklarını adeta birer prens ve prenses edası ile büyütüyorlar. İlk çocuk ilk göz ağrısı mantığı ile daha doğmadan şımartılmaya başlanıyor. İlerleyen dönemlerde de maddi manevi ne isterse veriliyor. Bu kadar çok benmerkezci durumdan sonra aileye yeni bir üyeyi yani kardeşi benimsemekte zorlanıyor hatta kıskanıyor. Bu durum yalnızca kardeş açısından da gerçekleşmiyor. Kardeş çocukları bile büyük olan küçük olanı kıskanıyor. Bunun ise sebebi anne baba çalıştığı için en güvenilir kişi olarak çocuklara okul cağına gelene kadar büyükanneler büyükbabalar bakıyor. Yeni bir üye kardeş ya da kuzen olsun fark etmeksizin büyük çocuğun zihninde ilgiyi ve sevgiyi ikiye bölüyor olarak düşünülüyor. Elbette bu durumu derecelendirecek bazı skalalar var ve bu durumla doğru mücadele etmenin de yolları var.
Bu derecelendirmek uzmanlar şu şekilde yapıyor;
Elbette bu süreci doğru yönetmek gerekir. Aileye yeni üyelerin katılmasının normal olduğu abi ya da abla olmanın aslında güzel olduğu çocuğa anlatılmalı ve bu anlatım sırasında çocuğa gereğinden fazla sorumluluk yükleyen cümleler kurulmamalıdır. Genellikle kardeş kıskançlığı 5 yaş ve altındaki çocuklarda daha şiddetli duygu ve davranışlarla geçer. Bebek geldiğinde ilginin bölündüğünü hatta anne babanın kendisini sevmediğini düşünür büyük kardeş. Bu sevgi ve ilgiyi geri kazanabilmek adına taklitsel davranışlar sergiler ya da bebeğe zarar verir. Bebeği ısırmak, bağırmak ya da eşyalarına zarar vermek bu davranışlara örnektir. Bebeği taklit ederse kaybettiğini düşündüğü ilgi ve sevgiyi tekrar kazanabileceğini düşünür ve onun gibi davranır. Bu davranışlar parmak emmek, altını ıslatmak, geceleri ağlamak, biberonla süt içmek, emeklemek ya da bebekçe konuşmak olabilir. Bunların dışa vurumunu gösteremeyen kardeşlerde mastürbasyon yapma durumu da görülür. Bu durum da kesinlikle bir pedagog destek almalısınız. Bu durum onun zihninde bir kaçıştır ve sadece bu konuda değil çocukluk cağındaki diğer problemlerle de bu şekilde başa çıkmaya çalışır.
Kardeş kıskançlığı elbette insanın fıtratında var olan kıskançlık dürtüsünün bir dışa vurumudur. Kardeş kıskançlığı her yaş aralığında olabilecek bir durumdur ancak en sık olarak 2 ile 6 yaş arasında görülür. 2 yaş öncesinde çocukluktan ziyade bebeklik dönemindedir ve bu dönemde bilişsel olarak bir kardeşin varlığını algılayamaz dolayısıyla kıskanma ve bu konu da geri dönüşü sert tepkiler veremez. 7 yaş ise zaten okul çocukluğu dönemi olduğu için hem arkadaşlarının da kardeşinin olduğunu görerek bunun korkulacak bir durum olmadığını anlar hem de bilişsel olarak muhakeme yapabilir. Yani neden sonuç ilişkisi kurabilir. O yaşlarda çocuklar kendilerini çocuk adam gibi hissettikleri için bunun dışa vurumu olarak birini koruyup kollamak ablalık abilik yapmak ister bu sebeple 7 yaş sonrasında bebekler büyük çocuk bir kıskançlık sebebi olmayabilir hatta bu durum onları hoşnut edebilir.
2-6 yaş arasında ise kıskançlık had safhadadır. Bu kıskançlığın dışa vurumları da sert olur. Eve gelen yeni bebeği kardeş olarak değil sevgi ve ilgisini paylaşmaya gelen bir rakip olarak görür.
Unutmayın ki bu durum özellikle 2-6 yaş arasında şiddetli bir şekilde olacaktır. Bu duruma karşı savaş açmayın ve bu kriz durumunu doğru yönetin. Bebek için yapılan faaliyetlerde büyük çocuğa da yer verin. Büyük çocuğu televizyon karşısına oturtmak ya da eline telefon vermek bu durumla mücadele şekli değildir. Onu da bebeğin bakımına ortak ederek aferin ablası ya da abisi diyerek onu destekleyin. Bebekle vakit geçirmesine izin verin ve seninle kardeşin çok mutlu diyerek aralarında iletişim köprüsü kurun.