Kemik erimesi aynı zamanda osteoporoz olarak da bilinmektedir. Yaptığımız 7 yanlış davranış dünyada menopoz sonrası en sık gözüken hastalık olan kemik erimesine yol açmakta.
Dünya üzerinde en sık gözüken hastalık kemik erimesidir. Kadınlarda özellikle menopoz sonrası görülmekle birlikte dünyada şu an her 4 kadında görülmektedir. Erkeklerde ise 60 yaş üstü her sekiz erkekten birinde görülüyor.
Uzmanların belirttiğine göre kemik erimesine bağlı kırıklar hafif bir düşmeyle veya aniden öne eğilmeyle bile oluşabiliyor. Bu kırıklar çok şiddetli ağrılar yaratabiliyor, hatta sakatlık oluşturabiliyor, en sonrasında kişinin yatağa düşmesine bile sebep olabiliyor. Tüm bunlar nedeniyle kemik erimesinden kaçınmak çok önemli bir durum oluyor. Bu hastalık için en büyük risk grubundakiler kadınlar, yaşlılar ve genetik yatkınlığa sahip olanlar. Ancak yaşamınızda ve beslenme alışkanlığınızda yapacağınız olumlu değişiklerle kemik erimesine yakalanma ihtimalinizi düşürebilirsiniz. Sizler için hangi faktörlerin kemik erimesini tetiklediğini, hangi davranışları yanlış yaptığımızı ve bunlardan nasıl vazgeçebileceğimizi anlatan bir yazı derledik.
Kemik sürekli bir yapım yıkım döngüsü içindedir. Yapımı en çok uyaran etken ise kemiğin üzerine yük binmesidir. Bundan dolayı yürüyüş ve koşu gibi sporlar yapan insanlarda kemik erimesi riski çok daha az oluyor. Bu nedenle eğer işiniz gereği çok uzun süre masa başında kalıyorsanız yürüyüş veya koşu gibi sporları düzenli olarak yapmaya özen göstermeniz iyi olacaktır.
Çocukluk ve büyüme sürecinde vücuda alınan kalsiyumlar depolanıyor ve bu depolama süreci 30 yaşına değin azalarak devam ediyor. Bu nedenle 30 yaşına kadar kalsiyum açısından dengeli beslenmek kemik erimesi riskini azaltıyor. Sağlıklı kemiklere sahip olmak adına yetişkinlerin her gün 1000 mg kalsiyum alması öneriliyor. Bu miktar çocuklarda, hamile kadınlarda ve menopoz sonrası dönemine girmiş kadınlarda artıyor ve 1200-1500 mga kadar çıkıyor. Kalsiyum açısından zengin olarak bilinen başlıca besinler süt ve süt ürünleri. Bunların yanı sıra yeşil sebzelerde de kalsiyum bulunmakta.
Günlük protein ihtiyacımız vücuda göre belirlenir ve her bir kilo vücut ağırlığı için 0.8 gramdır. Ancak diyetteki protein miktarının kemik sağlığı üzerindeki etkileri biraz daha karmaşıktır. Çok düşük protein içerikli beslenmek kemik sağlığı üzerinde kötü olmakla birlikte, aşırı derecede protein içeren bir diyet yapmanın da özellikle kalsiyum yetersiz olduğu durumda, kemik sağlığına zararı olduğu gözlemlenmiştir. Bu sebeple karbonhidrat, protein, vitamin, mineral ve yağ açısından dengeli bir beslenme düzenine sahip olmak en iyisidir.
Sigara içmek kemikteki mineral yoğunluğunu azaltıyor. Sigaranın bir diğer etkisi ise kemiklerde oluşan kırılmanın iyileşmesini geciktirmesi. Ancak bu konu bir açıdan tartışmalı. Çünkü doğrudan sigaranın mı buna sebep olduğu, yoksa sigara içen insanların genel olarak sağlıksız besleniyor olmalarından kaynaklı bünyelerinin zayıf olmasından mı olduğu tam olarak bilinmiyor.
Vücuda alınan kalsiyumun sindirim sisteminden geçebilmesi için aynı zamanda D vitamininin yeterli miktarda alınması gerekiyor. Günlük ihtiyaç ise 600-800 IU´dir. D vitamini yumurta ve deniz yemekleri gibi besinlerden sağlanabiliyor ancak D vitamini için en önemli kaynak elbette ki güneş ışığı. Güneş ışınları ciltten emiliyor ve vücutta karaciğer ve böbrekte çeşitli işlemlerden geçerek aktif D vitamini halini alıyor.
Günde 300 mg´dan fazla kahve tüketmek kemik yapımında rol alan hücrelerin etkinliğini azaltıyor. Hatta kafein sindirim sistemindeki kalsiyum emilimini azaltarak böbreklerden de kalsiyum atılımını artırıyor. Vücutta kalsiyum oranı düşünce de kemik yapımı gerçekleşemiyor. Bunlardan dolayı günde 3 fincandan fazla kahve tüketmemelisiniz. Kahveyi çok seviyorsanız kafeinsiz kahve de tercih edebilirsiniz.
Aşırı miktarda tuz tüketmek idrarla dışarı atılan kalsiyum miktarını artırıyor ve kemik erimesine sebep oluyor. Kemiklerde oluşturduğu hasarın yanı sıra tuz başka birçok sağlık problemine daha yol açıyor. Dünya Sağlık Örgütü günlük tuz tüketim miktarının 5 gramı geçmemesi gerektiğini söylüyor.
