Bir filmden aşinası olduğunuz replik vardı ? Zeki Müren de bizi görecek mi? diye. Filmde televizyonla tanışan halktan biri bu cümleyi kurmuştu. Zeki Müren bizleri göremedi ama artık yapay zekâları ve yapay zekâya sahip robotlar bizleri görebilecek. Araştırmalar neticesinde bilim insanları yapay arkalarında insanlar gibi görüp ve gördüğü objeyi algılama bileceğini aktardı. Peki, bu durum bu kadar kolay mı? Elbette değil uzun yıllar gerektiren araştırmalar netice insanda var olan göz fizyolojisi yani gözün çalışma prensipleri yapay zekâlarda da uygulama bileceği anlaşıldı. Yapay zekâlar tıpkı bir insan gibi görüp nesneyi çözümleyecek. Bu sistemin adı ?bilgisayar görüş sistemi? bilgisayarlar yani yapay zekâları insanlar gibi nesneyi görüp tanımlayabilecek. Belki de filmlerde gördüğümüz o robotların insanlarla arkadaş olmaları bile gerçekleşecek. Tabi bu görme ve gördüğünü çözümleme yapay zekâ robotları yapan insanlarca nasıl planlanacağına ve uygulanacağına bağlı.
Günümüzde var olan bilgisayarlı görüş sistemi nesneyi tek başına gördüğünde tanımla ya biliyor fakat bir ortam içerisinde aynı nesnenin ne olduğunu ayırt edemiyor. İnsanın görme yetisi sonucu beyninde çözümlediği gibi nesnelerin görünmeyen kısımlarını tasrif edemiyor. Bir insan nesnenin tamamını görmese de gördüğü o küçük kısımdan nesnenin ne olduğunu ayırt etme ve algılama yetisine sahip. Ancak yapay arkalarda var olan bilgisayarlı görüş nesnenin tamamını görmeden nesneyi algılayamıyor. Bilim insanları insanların nesneleri algılayabildiği şekilde yapay zekâlarında algılamasını hedefliyor ve bu yönde çalışmalar sürdürüyor.
Bir diğer konu ise yapay zekâları insanlar gibi resmin tamamını öğrenemiyor. Yapay zekâların tam olarak ne öğrenmesi gerektiğinin insanlar tarafından eğitilmesi gerekiyor. Bir insan nesne ya da resimdekini nasıl içsel leş tire biliyorsa yapay zekâlarında tıpkı insanlar gibi içselleştirmesi bekleniyor. Bilim insanları bilgisayarlı görüş sistemini bu noktada geliştirmeye yönelik çalışmalarda bulunuyor.
Bahsettiğimiz gibi insan beyni parça bütün ilişkisi kurarak nesneyi tam anlayabiliyor ya da karışık bir ortamda aradığı nesneyi bulabiliyor. Karışık bir ortamda nesneyi ayırt edebilme yetimize altıda seçicilik diyoruz. Bilim insanları yapay zekâlarda da bunu hedefliyor ve üç adım da öğrenme modeli tasarlıyorlar. İlk olarak bilgisayarlı görme sistemi ile yapay zekâlara nesnenin küçük resimleri öğretilerek yapay zekâların bunu algılaması sağlanacak daha sonrasında ise bu resimleri birleştirme bilmesi nasıl oluştuğunu algılayabilmesi hedeflenecek ikinci basamakta yapılan işlem ile parça bütün ilişkisi kurması hedefleniyor. Son aşamada ise yapay zekâya sahip bilgisayarlar çevreye bakarak o nesneyi tanıyabilmesi hedeflenecek. Son aşamada insanda var olan algıda seçicilik ve odaklanabilme yetisinin yapay zekâ kara da öğretilmesi hedefleniyor. Özetle bu üç aşamada yapay zekâlar bir çocuk gibi eğitilecek çünkü biz insanlar nesneleri öğrenmeye çocukken başlıyoruz. Bir nesneyi birçok farklı ortamda görerek onu öğreniyor zihninizde sağlam bir modelini çıkartıyoruz. Bu model çevresinde ise daha sonraki ortamlara nesneyi entegre ederek her ortam ve koşulda çözümlüyoruz. Yapay zekâlara da bilgisayarlı görüş sistemi ile öğretilmek istenen de insanda var olan yetiler.