Annelik, bir kadının hayatındaki en önemli dönüm noktalarından biri. Yeni anne olmuş bir kadının içinden daha önce karşılaşmadığı bambaşka bir kadın çıkar, kadının hayatına yepyeni görevler eklenir.
Annelik süreci, bir kadının hayatına yepyeni heyecanlar katan, çok güzel bir dönem ama aynı zamanda zor da. Kolay değil, kadının daha önce görmediği anne tarafı kendini gösteriyor, hem kadının hem de evin düzeni tamamen değişiyor. Bu değişim, kadın için zorlayıcı olabilir.
Hele ki yeni anne çalışıyorsa, anneliğin getirdiği sorumluluğun üzerine eklenen işe geri dönme stresi onu fazlasıyla bunaltabilir.
Yeni doğum yapmış çalışan kadınlar, bu yazımız tam size göre!
Öncelikle, yalnız olmadığınızı belirtmemiz gerek.
Yapılan araştırmalara göre her dört anneden üçü, bebek sahibi olduğu ilk zamanlarda, iş ortamında kendilerine duyulan güvenin sarsıldığını söylüyor. Ayrıca anneler, çevre faktörlerinin de kendilerine yardımcı olmadığını vurguluyor.
Peki, bu çevre faktörleri neler?
En iyi, en modern iş ortamlarında bile sorunlarla karşılaşılabiliyor. Bu iş ortamlarında bile annenin doğumdan sonra işe dönmeyeceği, doğum yapan kadının yerinin ev olduğunu düşünülüyor. Tabii bu tür iş ortamlarında anneye de tolerans gösterilmiyor; iş yerinde artan beklentiler, geç saatlere kadar süren toplantılar, talepkar işverenler annenin hayat yükünü arttırıyor ve onu stres altına sokuyor.
Ayrıca, kadının üzerindeki çocuğu ve eviyle ilgili olan sorumluluklar, onu çıkmaza sürükleyebiliyor; evde işlerin nasıl gittiğine dair endişe, bebeğini bırakıp işe gelmesinin sonucunda oluşan suçluluk duygusunun neden olduğu konsantrasyon dağınıklığı, emzirmeye devam eden annelerin süt depolama stresi, hormonal değişimlerin etkisi gibi şeyler, kadının iş performansını olumsuz yönde etkileyebiliyor.
Biraz kötü bir tablo çizdik sanırım, değil mi? Hadi biraz da güzel şeylerden bahsedelim.
Eğer kendinizi iş dünyasına ait hisseden bir anneyseniz, işe dönüş sizin için dünyaya dönüş anlamına gelir. Ama yanlış anlamayın, bu, bebeğinizle sadece doğum izni süresince ilgilenebileceğiniz anlamına gelmiyor. Tam tersine, anne rolünüzle birlikte kariyerinize döndüğünüzde bir yetişkin olarak üretkenliğinizi hem evinizde hem de iş yerinizde kullanabileceksiniz. Elbette doğum yaptıktan sonra annelik hayatınızın en önemli görevi haline gelecek ama bir dişi olarak pek çok görevi aynı anda halletme becerinizi geliştirebileceksiniz.
Unutmayın, hayatınızın her alanında doyumu yakalayabilirsiniz. Bu sizin elinizde.
Hangi koçluk teknikleri yaşamınızı kolaylaştırıp destekleyici olabilir?
- Öncelikle pozitif olun. Bebeğinizi izleyin, onun gülücüklerinden beslenin ve her gün onu dünyaya getirme mucizesine imza attığınızı kendinize her gün hatırlatın. Unutmayın, pozitif psikoloji şunu söyler: ?´Mutlu anneler, mutlu çocuklar yetiştirir.´´
- İşe dönmeden önce patronunuzla görüşün. Onun beklentilerini ve sizin yeni ihtiyaçlarınızı konuşarak bir ilişki tasarımı yapın. Böylece işe döndüğünüzde karşılaşabileceğiniz sorunların önüne geçmiş olursunuz.
- Yeni hayata, hafta ortasında adım atın çünkü kısa haftaya uyum sağlamak sizin için daha kolay olur.
- Eğer evde yeni oluşan düzen hakkında endişeleriniz varsa, süt iznini ya da kalan uygun bir süreyi kullanarak hem sizin hem de bebeğinizin yeni düzene alışması için kademeli olarak işe başlayabilirsiniz.
- Eğer emzirmeye devam ediyorsanız iş düzeninizi emzirme periyodunuza göre ayarlamayı düşünebilirsiniz. Bunu talep ederken kesinlikle çekinmeyin.
- Bebeğinizden dolayı eve daha erken gitmek istiyorsanız, ofisteki zamanınızı daha verimli kullanıp, işlerinizi erken bitirip çıkabilirsiniz. Bunun için vicdan azabı çekmenize gerek yok, bunu yapmak sizin en doğal hakkınız. Unutmayın, siz kendinizde neyi yapmayı hak görürseniz, çevreniz de aynı şeyleri yapmanızı hak görecektir.
- Mükemmel anne olmaya çalışmayın. Ailedeki tüm bireylerin bütün ihtiyaçlarını karşılamak zorundaymışsınız gibi hissetmeyin, onların minimum ihtiyaçlarının karşılanmasını yeterli görmeye çalışın. Bu, size söyleyebileceğimiz en önemli şeylerden biri.
- Kendinizi en az üç davranışınız nedeniyle takdir edin. Bunu her
gün yapın.
- ?´Çocuklarla El Ele Ebeveynlik´´ kitabının yazarı Pam Leo, yetişkinlerin, her gün bir yetişkinle kaliteli zaman geçirmesi gerektiğini söylüyor. Partneriniz, yakınınınız ya da bir dostunuzla bir etkinliğe katılabilir ya da onunla sohbet ederek bir paylaşımda bulunabilirsiniz. Sizin gibi bir yetişkinle gün içerisinde 10 dakika bile paylaşım yapsanız, sizin iyi hissetmenizi sağlayacaktır.
- En önemlisi de, eğer ihtiyaç duyuyorsanız bir destek almanız gerektiği. Henüz hiç destek almamış olabilirsiniz ama hiçbir şey için geç değil. Unutmayın, destek almak bir eksiklik ya da kusur değildir. Çevrenizde böyle düşünen ve sizi engellemeye çalışan olursa bile aldırış etmeyin. Destek almak, paylaşmanın ilk adımıdır. Eğer yardım almanız gerektiği halde bundan kaçarsanız, her şeyi tek başınıza halletmeye çalışırsanız bu size fiziksel ve ruhsal yük getirir ve bu yükü istemeden çevrenizdekilere yansıtırsınız.
- Zor bir süreçten geçtiğinizi çevrenizdekiler anlamayabilir, bu da ilişki yıpranmalarına ve zamansız patlamalara sebep olabilir. Bu durumlardan kaçınmak için işe hazırlanırken, planlama yaptığınız zaman ya da işten geç çıkmanız gereken bir günde bir yürüyüşle yenilenmek için eşinizden, annenizden, arkadaşınızdan, kardeşinizden, yani güvendiğiniz her kim varsa yardım isteyin, onların önermesini beklemeyin.
- Eğer yaşadıklarınızı paylaşmaktan ve öneri almaktan çekinmezseniz, kariyerine devam eden pek çok annenin benzer problemleri yaşadığını görür ve yalnız olmadığınızın farkına varırsınız. Rahatlamanın ve kurban psikolojisinden çıkıp gücünüzü yeniden elinize almak sizin elinizde.
Unutmayın, yeni hayatınıza alıştığınızda, gelgitler azaldığında, yeni anne olduğunuz süreçte yenileme imkanı bulduğunuz övgüveniniz anneliğinize olumlu katkı sağlayacak ve verdiğiniz mücadele için kendinizle gurur duyacaksınız.
En büyük ödülünüz ise eve gittiğinizde sizi pozitif enerjisiyle karşılayan bebeğiniz olacak?